Cengiz Yatağan
Cengiz Yatağan, eserlerinde çeşitlilik ve karşıtlıklardan oluşan, tek bir hatta indirgenmesi neredeyse mümkün olmayan paralel birçok katmanlılığı tuval üzerinde izleyiciyle buluşturuyor. Bu çok katmanlılık da başlı başına bir çelişki, çünkü katmanlar tüm farklılıklarına karşın temelde hep aynılar.
Kullandığı boyalar üst üste tekrarlandıkça çoğalmalarına karşın aslında hep tek bir resmi mutlak bir sonsuzlukta tekrarlıyorlar. Bu tekrar, geleneksel yağlıboya resimlerin yanı sıra sürekli bir arayışın ifadesi olan deneysel çalışmalarla da besleniyor ve resmi taşıyan tuvalin iki boyutlu çerçevesini evirip yeni görsellerin oluşmasına zemin hazırlıyor.
İlk bakışta soyut çalışmalar gördüğümüzü zannetsek de, aslında bu çalışmaların çıkış noktası gerçek gündelik dünyamızdan alınma.. Günümüzde gerçek, kendi kendisini tahrip eden bir kavram olarak önümüzde duruyor.
Cengiz Yatağan da gördüğü gerçekliklerin izdüşümlerinin kaydını tesadüfe bırakarak tuvale yansıtıyor. Sözünü ettiğimiz sınıflandırılması yapılamayan bu işler eşzamanlı değişkenliğe rağmen aklımızda tek bir izlenim bırakıyor; derin bir sonsuzluk..